Bireysel Emeklilik Sistemi kural olarak caizdir. Bu sistemde fonu işleten kuruluş, "ücretli vekil" konumundadır. Bir kimsenin böyle bir fona katılmasının caiz olması için fonu işleten kuruluşun, o kişiden topladığı fonu haram kazanç yollarında çalıştırmaması gerekir. Bunu takip etmenin mümkün olmadığı durumda sisteme katılmak caiz olmaz.
Kimilerine göre, bireysel emeklilik işlemiminin caiz olup olmamasında ölçü, işletmeci kuruluşun bizden aldığı parayı haram kazanç yollarında kullanıp kullanmaması ile ilgilidir. Bu kuruluşun faiz vb. başka kazanç yollarının olması, -bizden alınan parayı o yollarda kullanmadığı sürece- bizi ilgilendirmez.
Kanaatimce bireysel emeklilik sistemi her ne kadar bir "maslahat" olarak görülebilirse de bu maslahatın derecesi "zaruriyyat" veya "hâciyyat" kabilinden değil, olsa olsa "tahsiniyyat" kabilindendir. Kişi, böyle bir sisteme girip girmemekte seçim hakkına sahiptir.
İşletmeci kuruluş bizden elde ettiği kazancı haram yolda çalıştırmamış ve bize bir fâiz vb. aktarımı yapmamış olsa bile neticede bütün kazançların toplandığı ana havuzun kirlenmiş olması ve bizim tasarruflarımızın da bir tür bu havuzla ilişkili olması durumu sıkıntılı yapmaktadır. Kaldı ki bizim yatırımımızın o kuruluşta bulunması, o kuruluşu mâlî açıdan güçlü kılmakta, böylece biz, böyle bir şeyi isteyip amaçlamamış olsak da faizle iştigal eden bir kurumu maddî olarak desteklemiş olmaktayız.
Bireysel emeklilik sistemi, faizle hiçbir şekilde iştigal etmeyen kurumlarca uygulanması halinde caiz olabilir. Aksi takdirde doğrudan faiz değilse bile bir tür şâibeden hâlî olmayacaktır.
18.04.2025