Fetva, ehliyet sahibi bir fakih tarafından bir meselenin dini hükmünün açıklanmasıdır. Hz. Peygamber (s.a.s.) zamanından günümüze fetva Müslüman bireylerin en temel dini ihtiyaçlarından biri, müslüman toplumların da en temel dini görevlerinden biri olmuştur. Fetva faaliyeti Ashâb-ı Kirâm ve tabiûn zamanında fakih olarak bilinen ilim sahibi kimseler tarafından bireysel bir görüş bildirme şeklinde sürdürülürken müteakip asırlarda fıkıh mezheplerinin oluşmasıyla birlikte belirli bir mezhebe müntesip bir fakihin fetvası kimi durumlarda bireysel bir görüş olmanın ötesinde mezhebin kurumsal görüşü olma vasfını kazanmıştır. Mezheplerin kurucu imamları ve her devrin önde gelen mezhep büyükleri tarafından bireysel olarak devam ettirilen fetva faaliyeti özellikle büyük fikri ve toplumsal dönüşümlerin yaşanmaya başladığı 19 yüzyılın sonlarında fıkıh ilminde meydana gelen değişimlerden etkilenmiştir. Bu dönemde özellikle klasik fıkıh müktesebatından hareketle kanunlaştırma faaliyeti bağlamında Mecelle-i Ahkâm-i Adliyye’nin bir heyet tarafından hazırlanmış olması fetva faaliyetinde de bireyselden kolektife doğru bir yönelişe kapı aralamıştır. Bu anlayışın bir sonucu olarak 1960’lı yıllardan sonra kolektif ictihad (el- ictihâdü’l-cemâiî) faaliyetinde bulunan ulusal ve uluslararası fetva heyetleri ortaya çıkmıştır. Bu tür fetva heyetlerinin ortaya çıkışı bireysel fetva faaliyetlerini ortadan kaldırmamakla birlikte bir topluluk ürünü olması hasebiyle bireysel fetvalara göre hata riskini daha aza indirmesi, uzmanlık gerektiren konularda farklı ilim dallarında uzmanlığı bulunan ilgililerin görüşlerine dikkat edilmesi gibi sebeplerle kamuoyu nezdinde daha dikkat çekici hale gelmiştir. Nitekim günümüzde ulusal ve uluslararası düzeyde çok sayıda fetva heyeti bulunmaktadır. Müslüman nüfusun yoğunlukta olduğu neredeyse tüm ülkelerde resmi ya da gayri resmi ulusal fetva heyetlerinin faaliyet gösterdiği görülmektedir. Bunun yanında zaman içinde global düzeyde fetva ihtiyacını giderecek uluslararası kabul gören fetva heyetlerinin de oluştuğu görülmektedir.
Fetva heyetlerini fetva verdiği konular itibarıyla, tüm dini meselelere yönelik fetva veren heyetler ve yalnızca belirli bir alanında faaliyet gösteren özel heyetler olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür. Söz gelimi, ülkemizde görev yapan Din İşleri Yüksek Kurulu ulusal çapta fetva faaliyetinde bulunan genel nitelikli heyetler kapsamında yer alırken İslam İşbirliği Teşkilatı’na bağlı İslam Fıkıh Akademisi ise uluslararası fetva heyetleri kapsamında yer alır. 1950’li yıllardan itibaren özellikle İslam iktisadı ve İslami finans alanlarında yaşanan hem akademik hem de sektörel gelişmelerden sonra bu alandaki fetva ihtiyacını karşılamak üzere bazı fetva heyetleri kurulmuştur. Bu heyetlerin başında İslâmi Finans Kuruluşları Muhasebe ve Denetim Kuruluşu (AAOIFI) fetva heyeti gelmektedir. Günümüzde hem uluslararası hem de ulusal düzeyde bu alanda faaliyet gösteren çok sayıda fetva heyeti bulunmaktadır. Ülkemizde de Türkiye Katılım Bankaları Birliği nezdinde görev yapan merkezi bir danışma kurulu bulunmaktadır. Ayrıca İslami finansal kuruluşlar için fetva hizmeti sunan özel danışma komiteleri de bulunmaktadır. Bu sayede uluslararası, ulusal ve kurumsal düzeyde bir üçlü ekosistem oluşturulmuştur.
Günümüzde değişim ve yeniliklerin oldukça hızlı yaşandığı finansal alanda gerek Müslüman bireylerin gerekse İslami hassasiyeti olan kuruluşların, daha önce fetvaya konu olmamış yeni meselelerin ve geçmişte fetvaya konu olmakla birlikte günümüzde yeniden değerlendirmeye ihtiyaç duyulan meselelerin fetvaya bağlanması göz ardı edilemeyecek bir ihtiyaç halini almıştır. Bu minvalde İslam iktisadı ve finansı alanında fetva faaliyeti titizlikle yürütülmeli ve bu alana yönelik ihtiyaç karşılanmalıdır. İslam iktisadı ve finansı ile ilgili meselelerde verilen fetvalarda takip edilen metodoloji (usûl) oldukça önemlidir. Zira verilen fetvalar bireylerin günlük yaşantısını etkilediği gibi tüm sektörleri de etkilemektedir. İslam tarihinde fetva faaliyetinin gelişimi göz önüne alındığında günümüzde bireysel fetvalardan ziyade fetva heyetlerinin fetvalarının ön planda olduğu görülmektedir. Bu sebeple sitemizde yer alan fetvalarda da fetva heyetlerinin görüşleri öncelenerek bir metodoloji (usûl) belirlenmeye çalışılmıştır.
Sitemizde yer alan fetvaların sunumunda tercih edilen sıralama şöyledir:
Buna göre sitemizde yer alan fetva konusu sorulara verilen cevaplarda tercih edilen sıralama şu şekildedir:
Fetvaların sunumunda sitemizin takip ettiği metodolojide görüldüğü üzere ulusal fetva heyetlerine öncelik verilmesi söz konusudur. Bunun sebebi fıkıh ilminde genel bir kaide olarak da yer alan örf ve adetin dini meselelerin hükmünde oldukça etkili olmasıdır. Bu minvalde bir toplumun temel dinamiklerini, örf ve adetini en iyi tayin edecek olan heyetler elbette ulusal heyetler olduğundan dolayı fetva sunum önceliklerinde ilk olarak ulusal heyetler etkili olmuştur. Ulusal heyetlerin görüşlerine öncelik verilmiş olmasının bir diğer önemli sebebi de fetvanın uygulanabilirliğinde hukuki mevzuata uygun olması gerektiğidir. Ulusal heyetlerin standart, karar ve fetvalarında cevabı yer almayan konularda ise genel nitelikli uluslararası heyetler içinden konuya özel heyetler öncelenmiştir. Bunun sebebi ise AAOIFI gibi kuruluşların İslam iktisadı ve finansı alanında uzmanlaşmış olmasıdır. Son tahlilde, hangi fetvanın uygulanacağını belirleyecek olan bireysel veya kurumsal muhatabların tercihleridir. Burada hedeflenen İslam iktisadı ve finansı alanında uzmanlaşmış akademisyenlerin alana akademik ve sektörel olarak hakimiyeti neticesinde fetvalar arasında yapılan bir tercih sıralamasından ibarettir.
Her şeyin en doğrusunu elbette yüce Allah bilir. Gayret kuldan tevfik Allah’tandır.