Hangi akitlerde teminat alınabilir? Hangi akitlerde teminat alınamaz?
Satış sözleşmesi gibi her iki tarafın da bedel ödediği bedelli (ivazlı) akitler ve fikrî mülkiyet hakları gibi haklar için teminat alma şartı ileri sürmek meşrudur. Bu şart, ileri sürüldüğü sözleşmenin doğasına halel getirmez ve zarar vermez. Kişiyi malın hasarından sorumlu kılan damân akitlerinde teminat sözleşmesi yapmak da caizdir. Çünkü teminat işlemiyle alacağın güvence altına alınması, damân akitlerinin doğasına aykırılık teşkil etmez. Alacağı garanti altına almak için birden fazla teminat alınmasında herhangi bir sakınca yoktur. Dolayısıyla borçludan hem kefil hem de rehin istemek mümkündür. Vekâlet veya vedîa gibi emanet akitlerinde kefalet ya da rehin şartı ileri sürmek caiz değildir. Çünkü kefalet ve rehin, emanet akitlerinin muktezasına-doğasına aykırılık teşkil eder. Ancak sadece kasıt, kusur veya sözleşme şartlarına aykırı davranış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda sırf bunlardan kaynaklı zararlarda kullanılmak üzere teminat alınabilir. Özellikle sermaye (müşâreke) ile emek–sermaye (mudârebe) ortaklıklarında bu kurallara dikkat edilmelidir. Çünkü ortaklardan birinin, emek sahibinin veya yatırım vekilinin gerçekleştirilecek işlem sonucunda gerek sermaye gerekse kâr ile ilgili olarak tazminle yükümlü kılınması caiz değildir. Bu tür finansman yöntemlerinin kesin getirili ve garantili bir yatırım olarak pazarlanması caiz değildir.
25.01.2025